Türkiye'De Kaç Koruyucu Aile Var ?

Deniz

New member
Türkiye'de Koruyucu Aile Uygulaması

Koruyucu aile, çocuğun biyolojik ailesinden ayrı kalmış, aile ortamında yetişme hakkı olan çocuklar için alternatif bakım sağlayan bir sistemdir. Türkiye’de bu uygulama, hem çocukların hem de ailelerin yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen önemli bir sosyal hizmet modelidir. Son yıllarda, özellikle devletin ilgili kurumları tarafından yapılan teşviklerle, koruyucu aile sayısında artışlar gözlemlenmiştir.

Türkiye’de Koruyucu Aile Sayısı Ne Kadardır?

Türkiye'de koruyucu aile sayısı, devletin bu konuda attığı adımlar ve yapılan bilgilendirme faaliyetleriyle her geçen yıl artmaktadır. 2023 yılı itibarıyla Türkiye'de yaklaşık 25 binin üzerinde çocuk, koruyucu aileler tarafından bakım altına alınmıştır. Ancak, koruyucu ailelerin sayısı, ihtiyaç duyulan çocuk sayısına göre hala yeterli seviyeye ulaşmamaktadır. Türkiye'deki birçok ilde, özellikle büyük şehirlerde koruyucu aile sayısının artırılması için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.

Koruyucu aile sisteminde çocukların bakım ve eğitimi, biyolojik ailelerinden ayrı yaşayan ancak aile ortamında gelişmeleri sağlanmaya çalışılan bir yöntemle gerçekleştirilir. Devlet, bu aileleri maddi ve manevi olarak desteklerken, çocukların duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarının karşılanmasına da önem verilmektedir.

Koruyucu Aile Nedir ve Kimler Koruyucu Aile Olabilir?

Koruyucu aile, çocuğun biyolojik ailesinden geçici veya sürekli olarak ayrıldığı durumda, çocuk için bakım, eğitimi ve psikolojik desteği sağlayan kişilerdir. Bu aileler, çocukların biyolojik ailelerinden alınmış olsa da, onların gelişimini en iyi şekilde sürdürebilmek için gereken tüm çabayı gösterirler.

Koruyucu aile olabilmek için, kişilerin belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir. Aileler, çocukların bakımını üstlenebilecek maddi ve manevi durumu taşımalı, ayrıca çocuk yetiştirme konusunda bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdır. Türkiye’de koruyucu aile olabilmek için, aday ailelerin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) tarafından belirli eğitimlerden geçmesi ve uygunluklarının onaylanması gerekmektedir. Ayrıca, aday ailelerin sosyal, kültürel ve ekonomik düzeylerinin, çocukların gelişimine katkıda bulunabilecek seviyede olması beklenir.

Türkiye’de Koruyucu Aile Sistemi Ne Zaman Başladı?

Türkiye’de koruyucu aile uygulamasının temelleri, 1980’li yıllarda atılmaya başlanmıştır. Sosyal hizmetlerdeki önemli gelişmelerin bir parçası olarak, koruyucu aileler ile ilgili ilk yasal düzenleme 1989 yılında yapılmıştır. Ancak, bu uygulamanın yaygınlaşması ve kurumsal anlamda yerleşik hale gelmesi için daha fazla zaman geçmesi gerekmiştir. 2000’li yıllarda, özellikle SHÇEK’in faaliyetleriyle birlikte, koruyucu aile sayısında artış yaşanmış ve bu süreç hız kazanmıştır.

Bununla birlikte, koruyucu aile sisteminin daha etkin ve verimli bir şekilde işleyebilmesi için hem devletin hem de sivil toplum kuruluşlarının çeşitli eğitim programları, seminerler ve bilgilendirme kampanyaları düzenlediği görülmektedir. Bu kampanyalar, toplumda koruyucu aileye olan ilgiyi artırmak ve sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla önemli bir rol oynamaktadır.

Koruyucu Aile Olmak Ne Gibi Sorumluluklar Getirir?

Koruyucu aile olmanın, yalnızca çocuğun bakımını üstlenmekten ibaret olmadığı unutulmamalıdır. Koruyucu aileler, çocukların eğitimi, psikolojik destek alması, sosyal çevreyle olan ilişkilerinin düzenlenmesi gibi pek çok sorumluluğa sahiptirler. Ayrıca, koruyucu aileler, biyolojik ailelerle de iletişim halinde olmak zorundadırlar, özellikle çocuğun biyolojik ailesiyle iletişim sürecinin sağlıklı ve güvenli bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.

Koruyucu aileler, çocukların gelişimiyle ilgili olarak psikologlar, eğitimciler ve sosyal hizmet uzmanlarıyla yakın bir işbirliği içerisinde çalışırlar. Bu da, koruyucu ailenin sadece çocuğa ev sahipliği yapmasının ötesinde, onun ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılaması anlamına gelir.

Koruyucu aile olmanın önemli sorumlulukları arasında, çocuğun sağlıklı bir şekilde sosyal ortama uyum sağlamasını desteklemek de vardır. Bu süreç, çocuğun hem okulda hem de toplumda karşılaştığı zorluklara dair ailelerin rehberlik sağlamasını gerektirir. Ailelerin çocukların bakımıyla ilgili olarak düzenli olarak izleme ve değerlendirme yapması, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için kritik bir rol oynar.

Türkiye’de Koruyucu Aile Sayısının Artması İçin Ne Gibi Adımlar Atılmaktadır?

Türkiye’de koruyucu aile sayısının artırılması için son yıllarda birçok politika ve strateji geliştirilmiştir. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, sosyal medya ve televizyon kampanyalarıyla toplumu bu konuda bilinçlendirmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, koruyucu ailelerin teşvik edilmesi adına, maddi ve psikolojik desteklerin artırılması, ailelerin ihtiyaçlarına göre çeşitli yardımlar sunulmaktadır.

Birçok belediye ve sivil toplum kuruluşu, koruyucu ailelerin eğitimi ve rehberliği konusunda çeşitli projeler yürütmektedir. Ayrıca, koruyucu ailelerin sayısını artırmak için devletin verdiği sosyal desteklerin yanı sıra, toplumsal farkındalık yaratma çalışmaları da devam etmektedir.

Bunun yanı sıra, çocukların bakımının yalnızca devletin sorumluluğunda değil, toplumun da ortak bir sorumluluğu olduğunun vurgulanması önemlidir. Koruyucu aileler, bu sorumluluğu üstlenerek çocukların daha sağlıklı bir ortamda yetişmesini sağlayan önemli bir rol oynamaktadır.

Koruyucu Aile Sistemi Ne Kadar Etkili?

Koruyucu aile sisteminin etkinliği, her ne kadar artan koruyucu aile sayısı ile paralel bir şekilde olumlu gelişmeler gösterse de, bazen zorluklarla karşılaşılmaktadır. Çocukların bir aile ortamında yetişmeleri, onların psikolojik, duygusal ve sosyal gelişimleri için çok önemli olsa da, koruyucu ailelerin de bu sorumluluğu yerine getirebilmesi için sürekli desteklenmesi gerekmektedir.

Koruyucu aileler, çocukların büyüme süreçlerinde karşılaştıkları çeşitli sorunlarla başa çıkabilmek için profesyonel destek almalıdırlar. Bu destek, ailelerin yalnızca çocukları için değil, kendi psikolojik ve duygusal sağlıkları için de önemlidir. Devletin sağladığı destekler ve eğitimler, koruyucu ailelerin sistemin içinde daha etkili olmalarını sağlar.

Koruyucu ailelerin sayısının arttırılması, Türkiye’de çocuklara daha sağlıklı bir ortam sunulmasına yardımcı olacaktır. Bu sistemin yaygınlaştırılması ve etkinleştirilmesi, toplumun daha sağlıklı nesiller yetiştirmesi adına kritik bir adım olarak karşımıza çıkmaktadır.