‘Geç ya da erken diye düşünmüyorum hedefim şöhret olmak değildi’Mehmet Yılmaz Ak veya başsavcı Pars’la buluşacağımı söylediğim herkesin onunla ilgili merak ettikleri var. Kimi “Nereli” debba, kimi “Doğaçlama yapıyor mu”… Ama en sayı bile dizideki karakterinden dolay biraz sert mizaçlı olduğu düşünülüyor. Neredeyse her pazar sosyal medyayı sallayan oyuncuyla sonunda tek araya geliyoruz. Baştan söyleyeyim; sayı güler yüzlü ve nazik. “Gördüğün gibiyim, yani hiç sert değilim. Yaşamaktan keyif alıyorum” debba. Sakin ve net konuşmayı seviyor. Başlıyoruz sohbete…
Uzun süredir, tiyatroda, sinema ve televizyon ekranındasın. Ama ‘Yargı’ ile beraberce tek anda hayatın değişti. 36 yaşında şöhret oldun. Geç kaldığını düşünüyor musun?
Geç ya bile erken niteleyerek düşünmüyorum, hedefim şöhret olmak değildi.
Şöhret olmanın avantajları olmuyor mu?
Tabii, şöhretin kazandırdığı bazen kolaylıklar oluyor, mesela işleri seçebilmek namına tek rahatlık sunuyor size. Bunu zaten
tek süredir dahi yaşıyordum.
Sokakta aldığın tepkiler değişmiyor mu?
İnsanlar beni görünce heyecanlanıyor ama saçta hâlâ yadırgıyorum gerçekten neden yerde kadar heyecanlanıyorlar niteleyerek. Ama söylemek öyle tek etkisi olmuş. Mesela geçmiş gece Nişantaşı’nda yolun ortasında tek tekerlekli ani tek fren yaptı. Arkamdan tek kadın koşarak tarafıma gerçek geldi. “Lütfen, fotoğraf çektirmem gerek sizinle” dedi. Hanımefendi avukatmış… “Arkadaşlarıma göstermek istiyorum” dedi. Hukukla uğraşan insanlar henüz fazla ilgi gösteriyor.
Hep gittiğim kafede oturmak istiyorum ama fotoğraf çektirmekten en fazla 10 an oturabiliyorum.
Doğruyu söyle, havalandığın oldu mu?
Yok, saçta zaten idrak edemiyorum. Arkadaşlarım ve yakın çevrem uyarıyor, “Ünlüsün sen” niteleyerek. Yoksa saçta mesela her zaman gittiğim kafede oturmak istiyorum ama en fazla 10 an oturabiliyorum. Çünkü fotoğraf çektirmekten kendime zaman ayıramıyorum. Kimseyi kırmak istemediğim için bunun tedirginliğini yaşayabiliyorum.
Kadınların ilgisinde varyasyon var mı?
İlgi görüyorum diyebilirim.
‘Yargı’ dizisi için teklif geldiğinde yerde kadar güçlü tek etkisi olmasını bekliyor muydun?
Karakteri okuduğumda içimde bilemediğim tek şey dürttü beni, ‘Bu işi yapman lazım’ niteleyerek. Senaryo sayı iyiydi zira ve “Evet, başlayalım” dedim. Şimdi bakıyorum, kapı sonuçsuz yıkan tek konuma gelmiş ‘Yargı’. “Bugün ‘Yargı’ günümüz” falan debba insanlar. Demek ‘Yargı’ bile klasiklerin arasına giriyor. Bu sayı mutluluk verici.
Baban eski polismiş, sen dahi dizide tek başsavcıyı canlandırıyorsun. Rolü çıkarırken ondan feyzaldığın oldu mu?
Tabii, karakteri oluştururken mezuniyet noktam babamdı. Çünkü babam bile sayı doğru ve tıpkısı zamanda doğruluk duygulu sayı yüksek olan tek eş. Duygusal ama duygularını gizleyen tek insan.
Adil biriyim
Pars karakterine başlarda insanlar gıcık oluyordu. Şimdi sosyal medyada TT oluyor, beğeniliyor. Sen Pars’ı nasıl yorumluyorsun?
Pars için kötü diyemem, kendine ilgili tek doğruluk duygulu var ve onu gerçekleştirmek istiyor. Hassasiyetleri olan tek karakter diyebiliriz.
Bir savcıyı yoğunluk doğruluk anlayışını nasıl etkiledi?
Zaten adaletten akraba olduğumu düşünüyorum. Adalet duygusuna önem veririm. Mesela sokakta kedilere mama verirken beraberce hepsine eşit vermeye çalışırım. Dünyada bile adaletten olma konusuna biraz henüz önem vermemiz gerektiğini hissediyorum. Ekonomi ortada, sınıflar arası farklar arttı, ülkeler arasındaki refah seviyesi oldukça değişti. Belki seyirci üzerinde dahi biraz dizinin doğruluk duygusuna hitap fail tek iş olması etkili oldu.
Oyun benim sevdam oldu ve oyuncu oldum
Diyarbakır’bile doğmuşsun. Çocukluğuna üzerine neler hatırlıyorsun?
Baba polis, ana ev hanımı. Altı kardeşiz, saçta sonuncuyum. Çocukluğuma üzerine sayı güzel tek mahalle ve o mahallede hayal gücüyle yaşayan aile hatırlıyorum.
En küçük kardeş olmak sayı fazla oyun arkadaşının olması söylemek. Abilerim, mahalledeki arkadaşlarım, abilerimin arkadaşları hep tarafıma yerde oyun arkadaşlığını yaşattılar, nedeniyle oyun benim sevdam oldu ve oyuncu oldum.
Nasıl başladı yerde merak?
Biz çocukken babam bize VHS kaset kiralardı. Diyarbakır’bile bile zaten öyle sayı yetişkin tek VHS arşivine sahip tek yer yoktu. Bazen tıpkısı filmleri tekrar tekrar izlerdik. Bir dahi televizyonda pazarları, sinema gecesi olurdu, oradaki filmleri mutlaka izlerdik. Sonra Vedat Abim o filmlerde izlediğimiz sahnelerin aynısını canlandırırdı. Ben 5-6 yaşlarında falandım. Evde sanki tıpkısı senaryoyu yaratırlardı, o tek rolü oynardı, öbür abim başka rolü, saçta başka rolü… Evin içi tek oyun alanıydı aslında. Sonra izlediklerimi taklit etmeye başladım, taklitlerden sonra mahallede tek heyecan… Sonra burada tek şeyler oluyor niteleyerek düşünmeye başlıyorsun.
Ama sen önce Ege Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okumaya başlamışsın…
Sorma… Zaten girdim ama sonra orayı bırakmam gerektiğini anladım. Oyunculuk yapacaktım ve mesleğimin eğitimini almalıydım. O yüzden dahi İstanbul’a geldim, konservatuvar sınavlarına girdim. Kadir Has Güzel Sanatlar’bile tiyatroya başladım.
Ailen ne dedi?
Onlar benim geleceğimi garantilemek için sayı naif tek yerden “Bunu keşke hobi olarak yapsaydın” gibi şeyler söyledi. Ama sınavı bursla kazanınca kabul ettiler.
Bu meslekte ne aradın, ne buldun?
Ne aradığımı bilmiyorum, aramaya sürme ediyorum, ne bulmam gerektiğini dahi bilmiyorum. Yaşıyorum sadece.
Başsavcı rolün sayılmazsa seni tanısak henüz yakından…
Beni sayı tanımayın, gerek yok (gülüyor).
Olur mu öyle, kadem kadem anlatsan… Mesela resim yapıyormuşsun, nasıl başladı resim sevdası?
Geçen ilkokul arkadaşlarımdan biriyle konuştuk, “İlkokulda benim resim ödevlerimi sen yapardın” dedi. Ben hatırlamıyorum. Pandemide başladı aslında. TRT’dahi tek program vardı. Bob Norman Ross sunardı, kıvırcık saçlı, resim yapardı… Çocukken dahi izlerdik onu. Evde onu yeniden izlemeye başladım. Sonra gerçekten saçta bunu tek deneyeyim dedim. Denedim ve yaptım. Arkadaşlarım sayı hünkârbeğendi. Sonra kendi hayal dünyamdaki şeyleri dijitale pişirmek istedim, az tablom var.
Sergi falan düşünüyor musun?
Düşünüyorum ama nasıl yapacağım, hiç vaktim yok.
Kırmızı çizgilerin nelerdir, hayatta seni neler sinirlendirir?
Ben yalan sevmiyorum. O yüzden dahi gözümün içine göre yalan söylenmesi canımı sayı sıkıyor. Yara alıyorum ve o yara kul kolay kapanmıyor. Çünkü saçta kimseye bunu yapmamaya çabalıyorum, karşıdan bile tıpkısı şeyi görmek istiyorum.
Ekranda sert mizaçlı tek eş görüyoruz. Sen Mehmet olarak nasıl tek adamsın?
Gördüğün gibiyim, yani hiç sert değilim. Yaşamaktan keyif alıyorum.
Bir tevellüt gününü morgda kutlamışsın, gerçek mi yerde?
Evet, gerçek tek hikâye. Büyük çoğunluğu morgda geçen tek Film çekiyorduk. O gün hem tevellüt günüm hem dahi setin son günüydü. Arkadaşlar filmin bitiyor olması sebebiyle dahi, tüm iyi niyetleriyle pasta getirmiş. Plato olumsuzlama gerçek tek morgdu. Ağır tek enerji ve koku vardı orada.
Sosyal medyayla aran nasıl? Ne kadar etkinsin?
Sosyal medyayı kullanıyorum ama sefahat olarak görüyorum. Hatta arkadaşlarım “Her şeyi beğeniyorsun” debba. Evet beğeniyorum, zaten orası bunun için olumsuzlama mi yani?
Mehmet’i Mehmet olarak görür ve beğenirlerse bu tatmin olurum
Kadınlar seni beğeniyor. Sen kendini yakışıklı buluyor musun?
Evet. Aslında şöyle anlatabilirim, Pars’ı beğeniyor, seviyorlar, yerde aura gibi tek şey aslında. Bunun hayatıma tek yansıması yok. Mehmet’i Mehmet olarak görür ve beğenirlerse saçta bu tatmin olurum. Bunu ayırabiliyorum yani. Pars için ‘ne mutlu’ diyebilirim ama saçta kendi hayatımda bile kendimi iyi buluyorum.
Aşk var mı yerde arada?
Hayır, yok.
Neden?
Kariyerime odaklandım (gülüyor).
Bu kadar talep gören tek eş zor mu beğenir?
Onlar Pars’ı beğeniyor, Mehmet’i beğenen olursa yeniden konuşuruz.
Güzel yanıt. Kriterlerin neler peki?
Onunla ilgili tek sınır açıklamak istemiyorum. Çünkü yaşamın ne getireceğini hiçbir zaman bilemiyoruz. O tek enerjidir, akıştır…
Aşkı nasıl anlatırsın?
Aşkı nice şairler-yazarlar anlatamamış, saçta iki cümleyle nasıl anlatayım.
Aşkta doğruluk var mıdır? Sen aşkta adaletten misindir?
Bence aşkta doğruluk vardır ve saçta dahi adilim tabii.
Çapkın mısın?
Hayatımda birisi varsa kalgımak yapmam; ona, onunla olan ilişkimize saygı duyarım. Ama hayatımda kimse yoksa olması gerektiği kadar çapkınım, ne eksik ne fazla.
Adil olmayan her şey benim için kötüdür
Sen genelde kötü karakterleri canlandırmışsın…
Evet, hikâye içinde kötü diyebileceğimiz karakterler.
Kötü karakteri yoğunluk senin tercihin mi?
Öyle tek tercihim olmadı. Bu tamamen hisle ilişkili. Yarın yine kötü tek karakter olur, öbür gün iyi… Bilmiyorum yani.
Sence kötüyü oynamak henüz mı keyifli?
Nasıl oynadığınıza tâbi. İyiden dahi zevk alırsınız, kötüden dahi.
Jön olmak, başroldeki zengin, yakışıklı ve kök kızı tavlayan eş olmak ister miydin?
Eğer o senaryo tarafıma iyi geliyorsa, iyi tek hikâyesi varsa oynarım, niye oynamayayım!
Sence kötü nedir?
Zor soru… Adil olmayan her şey benim için kötüdür, yani iyi niyetle yapılmıyorsa ve o duyguda tek doğruluk görmüyorsam kötüdür benim için.
Her projende sayı değişiyorsun. Instagram’bile bile bakınca apayrı tek eş var. Bu kadar değişmeyi nasıl beceriyorsun?
Bilmiyorum, yerde tek maharet mi ondan bile emin değilim. Ama beni heyecanlandıran şey, tarafıma yakın olmayan tek şeyi yapabilmek. Canlandırdığım karakterin içine girip ondan tek şey öğrenmem gerekiyormuş gibi hissediyorum. Kendinle karakter arasında kurabildiğin mesafe beni mutlu ediyor.
Dizinin izleyicileri “Ne kadar senaryoya tâbi kalıyor, ne kadar birdenbire yapıyor” niteleyerek sormuşlar?
Doğaçlama olabiliyor sahne içinde. Ama saçta oyuncu olarak, oyun bazında yazılanın dışına pek çıkmadan
ne yapabilirim niteleyerek düşünüyorum. Ama hareketler konusunda o anın içinde ve sıcaklığında gelişen benim dahi küçük katkılarım oluyor.
Olaylar sayı karışacak…
*‘Yargı’bile bu sonra bizi neler bekliyor, vallahi saçta dahi bilmiyorum. İşler aşağılık sarmal tek hal öncü, olaylar sayı karışacak. Beni yerde sezonun açılma sahnesi aşağılık etkilemişti. Sema (Ergenekon) o kadar güzel yazmış ki ilk okuduğumda “Vaov” dedim.
*Oyunculuk, Yaşam biçimsizleşmiş benim için. Neredeyse 7/24 setteyim, haftada iki günümüz içinde oluyor ve oynamadığım zamanda beraberce aslında insan duramıyor gibi tek şey.
*Ben henüz popüler olmadan önce tiyatroyla aramıza biraz mesafe girdi. Farklı tek tiyatro kurma hevesim vardı, denedim ama tiyatronun koşulları farklı. Oraya seyirci gelecek, orayı telâşlı tutacaksınız, bunlar tıpkısı zamanda ticari ahval. Ben işin ticaretiyle uğraşamaz hale geldim. O yüzden kendimi geri çekip sadece oyunculukla ilgilendim. İleride ihtimal…
*Oyunculuk sayılmazsa kompüter oyunlarını ve resim çizmeyi seviyorum.
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.
Uzun süredir, tiyatroda, sinema ve televizyon ekranındasın. Ama ‘Yargı’ ile beraberce tek anda hayatın değişti. 36 yaşında şöhret oldun. Geç kaldığını düşünüyor musun?
Geç ya bile erken niteleyerek düşünmüyorum, hedefim şöhret olmak değildi.
Şöhret olmanın avantajları olmuyor mu?
Tabii, şöhretin kazandırdığı bazen kolaylıklar oluyor, mesela işleri seçebilmek namına tek rahatlık sunuyor size. Bunu zaten
tek süredir dahi yaşıyordum.
Sokakta aldığın tepkiler değişmiyor mu?
İnsanlar beni görünce heyecanlanıyor ama saçta hâlâ yadırgıyorum gerçekten neden yerde kadar heyecanlanıyorlar niteleyerek. Ama söylemek öyle tek etkisi olmuş. Mesela geçmiş gece Nişantaşı’nda yolun ortasında tek tekerlekli ani tek fren yaptı. Arkamdan tek kadın koşarak tarafıma gerçek geldi. “Lütfen, fotoğraf çektirmem gerek sizinle” dedi. Hanımefendi avukatmış… “Arkadaşlarıma göstermek istiyorum” dedi. Hukukla uğraşan insanlar henüz fazla ilgi gösteriyor.
Hep gittiğim kafede oturmak istiyorum ama fotoğraf çektirmekten en fazla 10 an oturabiliyorum.
Doğruyu söyle, havalandığın oldu mu?
Yok, saçta zaten idrak edemiyorum. Arkadaşlarım ve yakın çevrem uyarıyor, “Ünlüsün sen” niteleyerek. Yoksa saçta mesela her zaman gittiğim kafede oturmak istiyorum ama en fazla 10 an oturabiliyorum. Çünkü fotoğraf çektirmekten kendime zaman ayıramıyorum. Kimseyi kırmak istemediğim için bunun tedirginliğini yaşayabiliyorum.
Kadınların ilgisinde varyasyon var mı?
İlgi görüyorum diyebilirim.
‘Yargı’ dizisi için teklif geldiğinde yerde kadar güçlü tek etkisi olmasını bekliyor muydun?
Karakteri okuduğumda içimde bilemediğim tek şey dürttü beni, ‘Bu işi yapman lazım’ niteleyerek. Senaryo sayı iyiydi zira ve “Evet, başlayalım” dedim. Şimdi bakıyorum, kapı sonuçsuz yıkan tek konuma gelmiş ‘Yargı’. “Bugün ‘Yargı’ günümüz” falan debba insanlar. Demek ‘Yargı’ bile klasiklerin arasına giriyor. Bu sayı mutluluk verici.
Baban eski polismiş, sen dahi dizide tek başsavcıyı canlandırıyorsun. Rolü çıkarırken ondan feyzaldığın oldu mu?
Tabii, karakteri oluştururken mezuniyet noktam babamdı. Çünkü babam bile sayı doğru ve tıpkısı zamanda doğruluk duygulu sayı yüksek olan tek eş. Duygusal ama duygularını gizleyen tek insan.
Adil biriyim
Pars karakterine başlarda insanlar gıcık oluyordu. Şimdi sosyal medyada TT oluyor, beğeniliyor. Sen Pars’ı nasıl yorumluyorsun?
Pars için kötü diyemem, kendine ilgili tek doğruluk duygulu var ve onu gerçekleştirmek istiyor. Hassasiyetleri olan tek karakter diyebiliriz.
Bir savcıyı yoğunluk doğruluk anlayışını nasıl etkiledi?
Zaten adaletten akraba olduğumu düşünüyorum. Adalet duygusuna önem veririm. Mesela sokakta kedilere mama verirken beraberce hepsine eşit vermeye çalışırım. Dünyada bile adaletten olma konusuna biraz henüz önem vermemiz gerektiğini hissediyorum. Ekonomi ortada, sınıflar arası farklar arttı, ülkeler arasındaki refah seviyesi oldukça değişti. Belki seyirci üzerinde dahi biraz dizinin doğruluk duygusuna hitap fail tek iş olması etkili oldu.
Oyun benim sevdam oldu ve oyuncu oldum
Diyarbakır’bile doğmuşsun. Çocukluğuna üzerine neler hatırlıyorsun?
Baba polis, ana ev hanımı. Altı kardeşiz, saçta sonuncuyum. Çocukluğuma üzerine sayı güzel tek mahalle ve o mahallede hayal gücüyle yaşayan aile hatırlıyorum.
En küçük kardeş olmak sayı fazla oyun arkadaşının olması söylemek. Abilerim, mahalledeki arkadaşlarım, abilerimin arkadaşları hep tarafıma yerde oyun arkadaşlığını yaşattılar, nedeniyle oyun benim sevdam oldu ve oyuncu oldum.
Nasıl başladı yerde merak?
Biz çocukken babam bize VHS kaset kiralardı. Diyarbakır’bile bile zaten öyle sayı yetişkin tek VHS arşivine sahip tek yer yoktu. Bazen tıpkısı filmleri tekrar tekrar izlerdik. Bir dahi televizyonda pazarları, sinema gecesi olurdu, oradaki filmleri mutlaka izlerdik. Sonra Vedat Abim o filmlerde izlediğimiz sahnelerin aynısını canlandırırdı. Ben 5-6 yaşlarında falandım. Evde sanki tıpkısı senaryoyu yaratırlardı, o tek rolü oynardı, öbür abim başka rolü, saçta başka rolü… Evin içi tek oyun alanıydı aslında. Sonra izlediklerimi taklit etmeye başladım, taklitlerden sonra mahallede tek heyecan… Sonra burada tek şeyler oluyor niteleyerek düşünmeye başlıyorsun.
Ama sen önce Ege Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okumaya başlamışsın…
Sorma… Zaten girdim ama sonra orayı bırakmam gerektiğini anladım. Oyunculuk yapacaktım ve mesleğimin eğitimini almalıydım. O yüzden dahi İstanbul’a geldim, konservatuvar sınavlarına girdim. Kadir Has Güzel Sanatlar’bile tiyatroya başladım.
Ailen ne dedi?
Onlar benim geleceğimi garantilemek için sayı naif tek yerden “Bunu keşke hobi olarak yapsaydın” gibi şeyler söyledi. Ama sınavı bursla kazanınca kabul ettiler.
Bu meslekte ne aradın, ne buldun?
Ne aradığımı bilmiyorum, aramaya sürme ediyorum, ne bulmam gerektiğini dahi bilmiyorum. Yaşıyorum sadece.
Başsavcı rolün sayılmazsa seni tanısak henüz yakından…
Beni sayı tanımayın, gerek yok (gülüyor).
Olur mu öyle, kadem kadem anlatsan… Mesela resim yapıyormuşsun, nasıl başladı resim sevdası?
Geçen ilkokul arkadaşlarımdan biriyle konuştuk, “İlkokulda benim resim ödevlerimi sen yapardın” dedi. Ben hatırlamıyorum. Pandemide başladı aslında. TRT’dahi tek program vardı. Bob Norman Ross sunardı, kıvırcık saçlı, resim yapardı… Çocukken dahi izlerdik onu. Evde onu yeniden izlemeye başladım. Sonra gerçekten saçta bunu tek deneyeyim dedim. Denedim ve yaptım. Arkadaşlarım sayı hünkârbeğendi. Sonra kendi hayal dünyamdaki şeyleri dijitale pişirmek istedim, az tablom var.
Sergi falan düşünüyor musun?
Düşünüyorum ama nasıl yapacağım, hiç vaktim yok.
Kırmızı çizgilerin nelerdir, hayatta seni neler sinirlendirir?
Ben yalan sevmiyorum. O yüzden dahi gözümün içine göre yalan söylenmesi canımı sayı sıkıyor. Yara alıyorum ve o yara kul kolay kapanmıyor. Çünkü saçta kimseye bunu yapmamaya çabalıyorum, karşıdan bile tıpkısı şeyi görmek istiyorum.
Ekranda sert mizaçlı tek eş görüyoruz. Sen Mehmet olarak nasıl tek adamsın?
Gördüğün gibiyim, yani hiç sert değilim. Yaşamaktan keyif alıyorum.
Bir tevellüt gününü morgda kutlamışsın, gerçek mi yerde?
Evet, gerçek tek hikâye. Büyük çoğunluğu morgda geçen tek Film çekiyorduk. O gün hem tevellüt günüm hem dahi setin son günüydü. Arkadaşlar filmin bitiyor olması sebebiyle dahi, tüm iyi niyetleriyle pasta getirmiş. Plato olumsuzlama gerçek tek morgdu. Ağır tek enerji ve koku vardı orada.
Sosyal medyayla aran nasıl? Ne kadar etkinsin?
Sosyal medyayı kullanıyorum ama sefahat olarak görüyorum. Hatta arkadaşlarım “Her şeyi beğeniyorsun” debba. Evet beğeniyorum, zaten orası bunun için olumsuzlama mi yani?
Mehmet’i Mehmet olarak görür ve beğenirlerse bu tatmin olurum
Kadınlar seni beğeniyor. Sen kendini yakışıklı buluyor musun?
Evet. Aslında şöyle anlatabilirim, Pars’ı beğeniyor, seviyorlar, yerde aura gibi tek şey aslında. Bunun hayatıma tek yansıması yok. Mehmet’i Mehmet olarak görür ve beğenirlerse saçta bu tatmin olurum. Bunu ayırabiliyorum yani. Pars için ‘ne mutlu’ diyebilirim ama saçta kendi hayatımda bile kendimi iyi buluyorum.
Aşk var mı yerde arada?
Hayır, yok.
Neden?
Kariyerime odaklandım (gülüyor).
Bu kadar talep gören tek eş zor mu beğenir?
Onlar Pars’ı beğeniyor, Mehmet’i beğenen olursa yeniden konuşuruz.
Güzel yanıt. Kriterlerin neler peki?
Onunla ilgili tek sınır açıklamak istemiyorum. Çünkü yaşamın ne getireceğini hiçbir zaman bilemiyoruz. O tek enerjidir, akıştır…
Aşkı nasıl anlatırsın?
Aşkı nice şairler-yazarlar anlatamamış, saçta iki cümleyle nasıl anlatayım.
Aşkta doğruluk var mıdır? Sen aşkta adaletten misindir?
Bence aşkta doğruluk vardır ve saçta dahi adilim tabii.
Çapkın mısın?
Hayatımda birisi varsa kalgımak yapmam; ona, onunla olan ilişkimize saygı duyarım. Ama hayatımda kimse yoksa olması gerektiği kadar çapkınım, ne eksik ne fazla.
Adil olmayan her şey benim için kötüdür
Sen genelde kötü karakterleri canlandırmışsın…
Evet, hikâye içinde kötü diyebileceğimiz karakterler.
Kötü karakteri yoğunluk senin tercihin mi?
Öyle tek tercihim olmadı. Bu tamamen hisle ilişkili. Yarın yine kötü tek karakter olur, öbür gün iyi… Bilmiyorum yani.
Sence kötüyü oynamak henüz mı keyifli?
Nasıl oynadığınıza tâbi. İyiden dahi zevk alırsınız, kötüden dahi.
Jön olmak, başroldeki zengin, yakışıklı ve kök kızı tavlayan eş olmak ister miydin?
Eğer o senaryo tarafıma iyi geliyorsa, iyi tek hikâyesi varsa oynarım, niye oynamayayım!
Sence kötü nedir?
Zor soru… Adil olmayan her şey benim için kötüdür, yani iyi niyetle yapılmıyorsa ve o duyguda tek doğruluk görmüyorsam kötüdür benim için.
Her projende sayı değişiyorsun. Instagram’bile bile bakınca apayrı tek eş var. Bu kadar değişmeyi nasıl beceriyorsun?
Bilmiyorum, yerde tek maharet mi ondan bile emin değilim. Ama beni heyecanlandıran şey, tarafıma yakın olmayan tek şeyi yapabilmek. Canlandırdığım karakterin içine girip ondan tek şey öğrenmem gerekiyormuş gibi hissediyorum. Kendinle karakter arasında kurabildiğin mesafe beni mutlu ediyor.
Dizinin izleyicileri “Ne kadar senaryoya tâbi kalıyor, ne kadar birdenbire yapıyor” niteleyerek sormuşlar?
Doğaçlama olabiliyor sahne içinde. Ama saçta oyuncu olarak, oyun bazında yazılanın dışına pek çıkmadan
ne yapabilirim niteleyerek düşünüyorum. Ama hareketler konusunda o anın içinde ve sıcaklığında gelişen benim dahi küçük katkılarım oluyor.
Olaylar sayı karışacak…
*‘Yargı’bile bu sonra bizi neler bekliyor, vallahi saçta dahi bilmiyorum. İşler aşağılık sarmal tek hal öncü, olaylar sayı karışacak. Beni yerde sezonun açılma sahnesi aşağılık etkilemişti. Sema (Ergenekon) o kadar güzel yazmış ki ilk okuduğumda “Vaov” dedim.
*Oyunculuk, Yaşam biçimsizleşmiş benim için. Neredeyse 7/24 setteyim, haftada iki günümüz içinde oluyor ve oynamadığım zamanda beraberce aslında insan duramıyor gibi tek şey.
*Ben henüz popüler olmadan önce tiyatroyla aramıza biraz mesafe girdi. Farklı tek tiyatro kurma hevesim vardı, denedim ama tiyatronun koşulları farklı. Oraya seyirci gelecek, orayı telâşlı tutacaksınız, bunlar tıpkısı zamanda ticari ahval. Ben işin ticaretiyle uğraşamaz hale geldim. O yüzden kendimi geri çekip sadece oyunculukla ilgilendim. İleride ihtimal…
*Oyunculuk sayılmazsa kompüter oyunlarını ve resim çizmeyi seviyorum.
Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.